6 Mart 2016 Pazar

EŞİK



"Misafir gelince neden arka odaya saklanıyordu babası? İsim değiştirme oyunu oynamaktan ne zevk alıyordu annesi? Komşu teyze Ati dayıya neden pis konist demişti? Dayısı neden kızıyordu babasına? Oportnis ne demekti, ya reviznonis? Stalin bir çikolata markası mıydı? Annesi ve babası onun için mi kavga ediyordu böyle? Bu sorularla büyüyen Eylül, yanıtları babasıyla arasındaki çarpışmalı ilişki içinde bulacak. Eşik, büyüme serüveni, dünyanın dönüşüm süreciyle iç içe geçen ve yer yer çatışan bir kadının varoluş hikayesi…"








İlk yazıma Eşik ile başlamak istedim. Geçtiğimiz Kasım ayında bir fuarda yazarı Irmak Zileli ile tanışma ve imzasını alma şansı yakalamıştım. Böylesine derinden etkilendiğim bir romanın yaratıcısını tanımak benim için çok önemliydi.










Kitaba gelince; hikaye bence Ayşe ve Hasan'ın ayrıldığı anda başladı. Ondan öncesinde gelişen olaylar bu ayrılığın temellerini oluşturdu. Kızları Eylül bu ayrılığın onu etkilemediğine kendini inandırmış olsa da elbette etkilemişti. İçine kapanık, fazla sakin olan Eylül her şeyi içinde yaşıyordu. Babasının yeni bir sevgilisinin olduğunu söylemesi daha sonra da yurt dışına çıkması aralarının gittikçe açılmaya başlamasına neden olmuştu. 

Ve babasının son mektubu ipleri tamamen kopardı. "Bir dönem kendimi ait hissettiğim o çevreden aldığım özellikler sonucu seni ben yarattım. Evet, Frankenstein'in yaratıcısı benim!"

Sonuç olarak bu romanı anlatmak kolay değil. Okumak, anlayarak okumak gerek. Fazla söze gerek yok sanırım. Roman; 2012 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SEMERKANT