23 Aralık 2018 Pazar

SEMERKANT





"Titanik'te Rubaiyat! Doğu'nun çiçeği Batı'nın çiçekliğinde."







Bir el yazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran'ın tarihinin de okunuşunun tarihi...

Kitap 4 bölümden oluşan tarihi bir roman. İlk iki bölümde İran'lı; şair, filozof, matematikçi ve astronom olan Ömer Hayyam'ı derin bir şekilde görüyoruz. Hasan Sabbah ile karşılaşması, Nizamülmülk ile olan arkadaşlığı ve bu üç ismin yollarının kesişmesi, yaşanan olaylar arasındaki bağlantıların çarpıcılığı heyecan verici bir dille okura aktarıyor Amin Maalouf.

Diğer bölümlerde yine Ömer Hayyam'dan kopmadan yakın çağda İran'da yaşanan gelişmeler ve İran Devrimi'ni çarpıcı yönleriyle anlatıyor yazar.
Amerika'lı bir gencin Rubaiyat'ın peşinden gitmesi ve bu yolculukta başından geçenler, yaşadıkları, düşündükleri ve düşündürdükleri okuru sorgulamaya itiyor.

Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi'ni hep merak etmişimdir. Devletin istihbarat yetkilisi olduğu görevinden azledilip fedailerin lideri olma yolunda giden Hasan Sabbah'ın Alamut'u ele geçirme ve cennetini oluşturma yolunu ana hatlarıyla görüyoruz. Ana tema olarak Alamut Kalesi'ni işlemediğinden bu kale ve cennete dönüşme sürecini hakkında bilgi almak yetersiz kalıyor.

Kitap başından sonuna kadar okuru içine çeken bir havaya sahip. Dönem insanları, mekanlar, olaylara bakış açıları o kadar gerçekçi işlenmiş ki kitabı okurken sanki o sokakları turluyorsunuz ya da el yazmasının peşinden giden sizsiniz...







SEMERKANT